Türkiye de son yirmi yıldır gelişen iletişim araçlarıyla büyüyen ve dünyayı takip edebilen bir gençlik yetişti.

Benim oğlum da 1987 doğumlu, iletişimle ilgili her konuyu ben ondan öğrendim.

Bilgisayar kullanmayı ve bilgisayarda yazılarımı yazmayı ondan öğrendim.

Buna 1990 kuşağı denildi ve bu kuşak Taksim Gezi Parkı'nın sembolü, öncüsü ve sürükleyicisi olarak görüldü.

Bu çocuklar bu güne kadar bilgisayarlarından başka bir etkinlik görmediler.

Belki babalarıyla maçlara gittiler, gittikleri maçlarda öğrendikleri taraftar sloganlarının temposunda sloganlarını attılar...

Malum maçlarda küfür de olur.

İlk defa büyük kitleler maçlarda olduğu gibi bu mitinglerde de topluca küfür ettiler. (Küfür emekçilerin ağzında bir gül gibidir, sermayederin ağzında ise bok çukurudur..Can Yücel)

31 mayıs günü bu çocuklar çok fazla siyasetin önde olmadığı büyük kitle hareketleriyle alanları doldurdular.

Daha sonraki günlerde halk desteği olmayan ve küçük örgütçükler olarak faaliyet gösteren sol gruplar, alana ve AKM'ye afişleriyle girdiler.

Bu sol grupçuklar alana hakim olunca, onların içinde her zaman var olan derin güçler hareket yapma ve tertemiz tepkiyi başka alanlara çekerek, büyük masum tertemiz kitle hareketlerini halkın gözünde araç yakan vuran kıran ''Vandallar'' dedirtecek görüntülere kaydırdılar.

Bundan dolayı bu sol grupların bu tür eylemler içinden izole edilmesi gerekiyor.

Nasıl ki Apo resmi asmak, PKK afişleri asmak bir karıştırıcılık ise, diğer sol grupçukların afişlerini asmakta bir karıştırıcılıktır.

Bu örgütler, Türkiye de son kırk yıldır, derin güçlerle iç içe kol kola eylem alanlarında olmuşlardır.

Şişli'den 1 mayıs alanına yürüyen bu grupçukların içinden bir kaç kişi, sopalarla esnafın dükkan camına saldırdığında, bu saldırıyı yapanların yani ilk hamleyi yapanların kim olduğu tespit edilmelidir.

Bu örgütlere marjinal denilmesinin nedeni, arkalarında halk desteği olmayışındandır.

Bu gün bir köy derneği bile pikniğini, toplantısını bin kişiyle yapabilirken, adı sanı her gün orta yerde duran bu sol grupçuklar eylemelerini yüz kişiyle yapamaz durumdadırlar.

Bundan dolayı 7 haziran günü yazdığım yazıda ''gezi eylemini karıştırıcılar bitirecek'' demiştim.

Aynen öyle oldu.

Polisin alana vahşice müdahalesinin birinci nedeni AKM'deki pankartlar ve Atatürk heykeli üzerindeki pankartların temizlenmesi olmuştur.

Ben de bunu yazmıştım ve polis tam da benim dediğim sebeplerden alana müdahale etmiştir.

Bu olaydan ders alınarak nasıl ki alanda açılan Apo posterine tepki gösterildiyse, arkasında halk desteği olmayan sol grupçukların afişlerine tepki gösterilmelidir.

CHP bile bu alanda olmamaya özen gösterdi.

Neden?

Bu olay bir siyasi parti hareketi değildir, bu olay bir halk hareketidir.

Siyasal tarihimizde 1968, 1978 kuşağı nasıl anılıyorsa 1990 kuşağı da aynı şekilde anılacaktır.

Toplumsal hareketlerin ortaya çıkması dinamik gücün kinetik güce dönüşmesiyle anılır.

Her zaman hareketli güçler siyasette belirleyici olmuştur.

Sessiz çoğunluklar ise bu hareketli güçlerin arkasına takılıp yürümüştür.

Bu gün AKP ye oy veren seçmen, eylemci seçmen, hareketli seçmen değildir.

Onların bir çoğu seyreder ve hareket yapan, eylem koyan ve eyleminde haklılık gördüğü kitlenin haklı talepleri doğrultusunda yer alır.

İşte bu sessiz çoğunluğun sempatisini kazanmak için kıran, döken, molotof atan ve kendisine sol denilen bu grupçukların alanlarda izole edilmesi gerekiyor.

Bu yapılmadığı takdirde, sessiz çoğunluk bir süre sonra taksim gezi direnişinin halklı taleplerinin, derin güçlerin sol eylem diye sunduğu yangın görüntüleri içinde yok olup gidecektir.

Taksim meydanına toplanan masum tertemiz 1990 kuşağı bunları göremediği için, barikat nedir bilmediği için, arabaların ve resmi araçların neden yakıldığına bir cevap bulamadığı için alanlardan uzaklaşacaktır.

Dün akşam itibarıyla derin güçler sol adı altında faaliyet gösteren küçük grupçuklar üzerinden amaçlarına ulaşmıştır.

Kırk yıldır sol neden iktidar olamıyorun cevabından birisi şudur:

CHP İktidar olmak istiyorsa bu sol grupçuklardan uzak durmak gerekir. (Mustafa Sarıgül bundan dolayı meydana gelmiyor olabilir mi? )

Maalesef yeni kadrolar bunu göremediği için, CHP oyları %26 nın üzerine çıkamıyor.

Ecevit ne diyordu?

Tek yol devrim diyenlere tek yol halk, solu inançsızlık dinsizlik gibi gösterenlere inançlara saygılı laiklik, ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen, toprak işleyenin su kullananın ve buna paralel söylem ve davranışlar sergiliyordu.

Bu sözlerin hepsinin içinde halk vardı.

Sol grupçuklara, ayağı yere basmayan masa başı viski devrimcilerine sürekli mesafeli duruyordu.

Bu gün CHP'yi yönetenlerin, Ecevit ne yapmak istiyordu konusunda biraz daha araştırma yapmaları gerektiğine inanıyorum.

Halk desteği olmadan hiç bir hareket başarıya ulaşamaz ve iktidar olamaz.

1968, 1978 gençliğini derin güçler ezdi, yok etti, işkencelerden geçirdi, hiç olmazsa 1990 gençliğini derin güçlere ve gözünü iktidar hırsı mal mülk hırsı bürümüş gözü dönmüş güçlere yedirmeyelim.