Bugün 3 Mart, Devrim yasalarının kabulünün yıl dönümü. Nedir bu devrim yasaları?
Öncelikle halifelik kaldırıldı, Halife ve diğer hanedan üyeleri yurt dışına gönderildi. Bu durumun en önemli sonucu artık egemenliğin sadece TBMM eliyle milletin olması demekti. Devlet yönetiminde artık TBMM’den başkasının söz sahibi olmayacağı kesin ve netti.
Ardından ikinci olarak Eğitimde Birlik Yasası’nın kabul edilmesi ile çağdaş eğitimin temelleri atılmış oldu. Dine dayalı eğitim yerine bilime dayalı eğitim verilecek olan devlet okulları getirildi.
Üçüncü en önemli yasa ile Genel Kurmay Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bunlar sayesinde askerlik ve siyaset işleri birbirinden ayrılırken, din işlerinden ve vakıf işlerinden sorumlu birimler kurulmuştur.
Bu üç önemli kanun yeni Türkiye Devleti’nin çağdaş bir devlet olma yolunda attığı en önemli kanunlardır. Bu kanunlar laiklik ilkesinin temelidir.
Bugün bir öğretmen sendikası bu yasaların yıl dönümünde eski meclis önünden Anıtkabir’e yürüyüş düzenleyerek bir kutlama programı yaptı. Yürüyüşe sendikanın bağlı olduğu konfederasyon temsilcileri, bazı sivil toplum örgütü temsilcileri ve birkaç da milletvekili katıldı. Aslında düzenlenen yürüyüş OHAL den sonra düzenlenen ilk yürüyüş olması bakımından anlamlı ve çok da değerlidir. Günün önemine dikkat edilirse önemi bu kadarla da kalmaz.
O gün kabul edilen yasalar sayesinde meclis devlet yönetiminde tek söz sahibi olmuştur. Bu durumda bu yasalar birkaç milletvekilini mi ilgilendiriyor acaba? Bugün meclisin çoğu orada olmalı ve günün önemine dikkat çekmeliydi.
Bu gün kabul edilen yasalar sayesinde varlığını sürdüren Diyanet İşleri Başkanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü günün kutlama programına katılmalıydı.
Laiklik ilkesinin hayata geçirildiği bugün, laikliğe sahip çıkan, çıkması gereken bütün kurumların kutlaması gereken bir gündür. Hatta bayram olarak tüm yurtta kutlanması gereken bir gün…
Tevhid-i Tedrisat Kanunu çağdaş, laik, bilimsel ve karma eğitimin temellerinin atıldığı kanundur. Öyleyse bugün bir öğretmen sendikası değil bütün eğitim sendikalarının ortak kutlama yaptıkları bir gün olmalıydı. Böyle bir günde fikir ayrılıkları bir kenara bırakılabilir. Güç birlikten doğar atasözünü unutmamak gerekir. Eğitim camiasında herkesin sahip çıkacağı bir yasa değil midir bu yasa? Öyleyse hep birlikte bu günü kutlasak ne kadar sahip çıktığımızı göstermiş olmaz mıydık? Yoksa zaman zaman sahip çıktığını belirten açıklamalar yaparak sahip çıkmak daha mı doğru yoksa daha mı kolay?
Bugün varlığını borçlu olduğu yasalara “Devrim Yasaları”na sahip çıkmak cumhuriyetin bütün kurumlarının öncelikli görevi olmalıdır.
“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir….”
Gençliğe Hitabe’de dediği gibi, varlığının ve geleceğinin tek temeli cumhuriyettir. Önce cumhuriyetin ve dolayısı ile senin de temellerini oluşturan yasalara sahip çıkacaksın ki geleceğini güvene alabilesin.
Ağaçların dalları ve yaprakları kurur ama kökleri kurumadan ölmez..